Hayaletli Otele Yolculuk

3

Bangkok’taki kedi bakıcılığı projesinden çalışma arkadaşım Erinda’nın kartlarını kaybetmesi, tüm parasının ve vizesinin bitmesi ile başlayan problemler silsilesinde için onu yalnız bırakmaya el vermediği için ben de bir süreliğine tek kadın olarak seyahat etmekten vazgeçip rotamı Kamboçya’dan Malezya’ya çevirdim. Amacım onu sağsalim bir şekilde  workawayden bulduğu Langkawi’de ki gönüllü projesine teslim etmek, birazda etrafı dolaşıp yoluma devam etmekti. Langkawi’ye varır varmaz orada çok kalamayacağımı ve adapte olamayacağımı anlamıştım. İnsanların bakışları ve tavırları çok rahatsız edici. Sanki bir et parçasıymış gibi hissediyorum.

Erinda’da otel sahibi mesajlarına net ve hızlı cevap vermediği için tedirginlik hissediyor. Kaldığımız hostelde çalışanlara Erinda’nın çalışacağı oteli sorduğumuzda yüzleri düşüyor. Gitmeyin diyorlar. Neden diye sorduğumuzda suya sabuna doku32wnan sebepler söylemiyorlar. Çok uzak, güzel değil gibi kelimeler dökülüyor ağızlarından. Halbuki fotoğraflarda gayet güzel gözüküyordu. Erinda’nın tedirginliği artınca ona otele beraber gitmeyi teklif ediyorum. Hem ben de bakarım, gelir tanışırım, beğenmezsem ya da rahatsız olduğum bir şey olursa sana söylerim beraber geri döner yolumuza bakarız, kart problemin çözülene kadar geçimini sağlayacağın başka biryer buluruz diyorum. Bana güvendiği için ve ben ondan biraz daha cingöz olduğum için çok mutlu oluyor. Ertesi gün kaldığımız hostelin çalışanları anlam veremediğim bir tedirginlik ile bizi otele götürüyorlar.

panorama

Otele varmamızla birlikte otel hakkında söylenenler iyice anlamsızlaşıyor. Yeşillikler içerisinde gayet güzel bir otel, birbirinden şirin gözüken gönüllüler ve tatlı bir patron. Erinda’yı gayet içim rahat bir şekilde otele bırakırken, otelin sahibi Ajam’a başka gönüllüye ihtiyacınız var mı diye laf arasında soruyorum. Ajam çok memnun olurum diyince, ertesi gün başlamak üzere sözleşiyorum. Taksiyle kaldığım hostele geri dönerken, bizi getiren arkadaş benim de orada çalışmaya başlayacağımı duyunca acayip bir bakış atıyor. Eeeh diyip, geçiyorum.

Ertesi gün toplu taşıma olmadığı için bir taksi ile otele doğru yola koyuluyorum. Bu taksi şoföründe de otelin ismini duyunca bir huzursuzluk hissediliyor. Orada mı kalacaksın diyor. Hayır çalışacağım dediğimde, bence vazgeç orası güzel değil diyor. Otelin aslında hayaletli olduğunu anlatmaya başlıyor ve kesinlikle kalmamam gerektiğini ilave ediyor. Ben hayaletlere inanmam diyorum. Israrla olduğunu anlatmaya çalışıyor. Sen gördün mü diye soruyorum. Cevap net, hayır. O zaman bana bir şey ispatlamaya çalışma lütfen. Yeni bir maceraya doğru adım attığımı hissediyorum. Halk arasında hayaletli olduğuna inanılan, değil çalışmak kapısının önünden bile geçmek istemedikleri bir otele gönüllü olarak çalışmaya gidiyorum.

1 hafta kalmaya niyetlenip, 22 gün kaldığım, maymunların uyurken odaya girdiği, düzenlediğim partiler nedeniyle Dubaili bir iş adamında iş teklifi aldığım, camdan geçerek ölüm tehlikesi atlattığım bu otelde hayaletin izini aramaya kararlıyım.

Gözlerim o hayaleti her daim arıyor olacak. Belki uslu bir çocuk olursam, ben de bir gün hayaleti görebilirim.

3 YORUMLAR

  1. Böyle bir şeyi de ilk defa duyuyorum. yazının sonuna kadar gerçekten scooby doovari bir olay olacak diye bekledim ama nafile 🙂
    çoğu zaman yerli halkın gitmeyin dediği yerler hep çok güzel anılara sebep oluyor. yine de hayaletleri göremediğine üzüldüm :)))

  2. If you’re seeing things
    running through your head
    Who can ya call?
    GHOSTBUSTERS

    An invisible man
    sleeping in your bed
    Who ya gonna call?
    GHOSTBUSTERS

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.