Gittiğim yerlerin kültürlerine yakından tanıma, içine dosdoğru dalma sevdam beni Tayland’da bir cenaze töreninin ortasına attıktan sonra Endonezya’da düğün ortasına, yerel bir düğünün göbeğine sokuverdi..
Bali’de gönüllü olarak çalışacağım kuruma vardığımda, birlikte çalışacağım ve evinde misafir olacağım Chakra ve ailesinin yerel ve şık giysiler içerisinde olduklarını farkettim. Sıcak bir karşılamanın ardından, bir dostlarının düğününe gittiklerini arzu edersem benim de katılabileceğimi söylediklerinde havalara uçuyordum. İlk günümde Bali’de yerel bir düğüne davet edilmiştim. Nasıl kabul etmem ki? Ne giymem gerekli diye sorduğumda, nasıl rahat ediyorsan öyle giyin cevabını aldım.
Yol boyunca gelin ve damat hakkındaki sohbet esnasında, damadın bir Fransız, gelinin ise Endonezyalı olduğunu ve bu sebeple düğünün tam anlamıyla yerel bir düğün gibi olmayacağını öğrendim. Neyse çok da mühim değil. Fransız düğününe de gitmedim ki..
Düğün mekanı pirinç tarlalarının ortasına kurulmuş 5-6 adet bungalow ve onların arasındaki küçük bir barda gerçekleşiyordu. Küçük bir Avrupai kokteyl havasındaki düğünün misafirleri Fransız damadın Avrupa kökenli arkadaşları ve Endonezyalı gelinin arkadaşlarından oluşuyordu. Bir de ben. Gelin yerel bir kırmızı gelinlik giymiş ve kafasında altın varaklı kafası kadar büyük bir taç taşıyordu. İlk bakışta gözüm beyaz bir gelinlik arasa da, ondan daha ihtişamlı gözüken kimseyi bulamayınca gelin olduğuna kanaat getirdim. Beni hiç tanımamasına rağmen fotoğraf çekme isteğimi çok sıcak kanlı bir şekilde karşıladı. Damat ve arkadaşları ise şort, beyaz gömlek giymişler ve Endonezyalıların yerel (kravat gibi resmiyet simgesi) udengi kafalarına takmışlardı. Hepsi birbirinin aynı olan kostümler nedeniyle damadı ayırt etmekte epey zorlandım. Damatla tanıştıktan hemen sonra Türkiye’de ki kadın hakları üzerine koyu bir sohbete daldık, çıkamadık.
Düğünden ayrılırken elime bir kilo mandalina tutuşturdular. Misafire meyve verip göndermek adettenmiş. Düğünde beklediğim üzere yerel ritüeller ya da danslar gerçekleşmedi. Hayal kırıklığı..
Gerçi düşündüğümde Türkiye’de ki düğünlerde de takı merasimi dışında geleneksel pek bir şey kalmadı. Olursa da burun kıvırıyoruz, sonra başkasının ülkesine gidince bunlar da dejenere olmuş diye laf söylüyoruz..