Zirve Dağcılık Uşak ekibinden Taşyaran vadisi ve Ulubey Kanyonu’nu ziyaret için davet aldığımda dünyanın en acayip yerlerini göreceğimi düşünmemiştim. Programı inceleyip, ufak bir araştırmanın ardından gördüğüm fotoğrafların gerçekliğine ve bu muhteşem yer yüzü şekillerinin Türkiye’de, evime 2,5 saatlik mesafede yer alıyor olmasına rağmen, hiç duymamış olmama şaşırdım. Nasıl olur da, bu harika yerler bilinmez, tanıtılmaz..
Etkinlik Uşak Üniversitesi ve Zirve Dağcılık’ın işbirliği ile gerçekleştirildi. Etkinlik aslında sadece üniversitelerin dağcılık klüplerine açıktı, ben de blogger kontenjanından katılma fırsatı buldum. Hepsi birbirinden enerjik öğrencilerle buluştuktan sonra, Kula yönüne doğru yola çıkıyoruz.
Kısa bir yolculuk ile Gediz Nehri’nin üzerindeki tarihi Çatalköprü’ye varıyoruz. Köprünün sağından solundan, önünden arkasından sayısız fotoğraf çekiyorum. Her bir açıdan farklı gözüküyor. Köprü hemen yanı başındaki köyün ana yola ulaşımını ve bizim gibi doğaseverlerin kanyona ulaşımını sağlıyor. Köprünün güzelliğine gözlerimiz alıştıktan sonra, köylülere selam verip, kuzuları sevip kanyona doğru ilerliyoruz. Bizim geleceğimizi duydukları ve birlikte yürüyüş yapmak istedikleri için köyden 4 kişilik bir aile bize eşlik ediyorlar.Kanyonun tehlikesiz kısımlarına kadar gelip, sonra geri dönecekler. Kayaların kayganlığı ve her dönemecin birbirine benzemesi nedeniyle rehbersiz dolaşmak oldukça tehlikeli. Bizim 4 adet rehberimiz olmasına rağmen, kalabalık olmamız dolayısıyla, UMKE’de (Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi) bize eşlik ediyor. Biz kanyonun keyfini çıkarırken, onlar bizim için ağır çantalarında sedye ve diğer medikal ekipmanları taşıyorlardı.
Suların aşırdığı kanyonda her köşede birbirinden yumuşak, yuvarlak hatlı kayalar ve oyuklar var. Suyun kudretini, bu yumuşaklık karşısında hissetmemek mümkün değil. Tabii sadece su tek başına yapmamış tüm bu güzellikleri, içerisinde taşıdığı çakıllar ve taşların çarpmaları ile oyulmuş bu şekilde. Kayaların alttan yukarıya doğru renk değişimi de ayrı bir güzellik katmış vadiye. Vadinin içlerine doğru ilerleyince bir baba oğul ile karşılaşıyoruz. Balık tutmaya gelmişler, şaşırıyorum yine. Var mı balık burada diyorum, çok yok ama çıkıyor arada alabalık diyorlar. Rastgele diyip ayrılıyorum yanlarından, çok da rahatsızlık vermeden. Vadinin içerilerine doğru attığımız her adımda arkada kalıyorlar, keyifli bir şekilde..
Vadiyi ziyaret etmek isteyenler için not : Henüz trekking rotaları açılmadığı için tek başınıza girmeniz tehlikeli olabilir. Rehberlik için Zirve Dağcılık Uşak ekibi ile irtibata geçebilirsiniz, her türlü konuda yardımcı olacaklardır.
görülmeye değer yerler