Türkiye’nin en güzel doğal oluşumlarından birisi Ali Kayası Maraş’ta çıktı karşıma. Maraş’a hiçbir beklentim olmadan gittim. Yani adını sadece tarih kitaplarından duyduğumuz bir kentte ne olabilirdi ki? Antep’in Zeugması, Urfa’nın Balıklıgölü varken, Maraş’ın meşhur neyini sayabilirsiniz? Kente vardığımda bir Anadolu kentimde olduğumu hissettim sadece, ötesi yoktu..
Nereden bilebilirdim ki bu kadar güzel insanlarla karşılaşacağımı ve bu kadar güzel yerler göreceğimi..
Tarihi yerleri severim ama doğal güzellikler daha çok ilgimi çeker hep. Ali Kayası diye bir yerden bahsettiler, hatta fotoğraflarını gösterdiler. Ya siz benimle dalga mı geçiyorsunuz, dedim.
Her neyse, atladık minibüse gittik gittik. Dağ, tepe, bayır, nehir ne varsa üzerinden geçtik. Telefonun çekmediği, tekerin dönmediği yerlere geldik. Çok rahat ve keyifli rotadan yürümeye başladık. Her adımda etraf güzelleşmeye, kuşlar cıvıldamaya, ayağımın altındaki toprak yumuşamaya başladıkça, trekking grubundaki hararetli tartışmalardan uzaklaşmaya, konuşulanları dinlememeye başladım. Gördüğüm her kayanın, kuşun böceğin, iki dalın arasından gözüken Menzelet baraj gölünün mavisinin fotoğrafını çekmeye çalıştıkça geri kaldım. Geri kaldıkça içimdeki enerji dinginleşti. Bir ara artçının da ardında kalınca, manzara beni medusa gibi etkisi altına aldı. Mavinin tonundan gözlerimi ayıramıyordum. Artçı gelip beni dürttüğünde, grubun epey gerisinde kaldığımı farkettim. Halbuki geride kalmak hiç huyum değildir.
Doğanın keyfini çıkara çıkara hafif bir tempo ile Ali Kayası’na vardığımızda, çizgi filmlerdeki gibi dibim düştü. Hiç gitmedim ama fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla Norveç fiyortlarına benziyordu. Anlatmakla tarif edilebilecek gibi bir yer değil. Kayaların tepesinde manzarayı gördüğüm için mutluluktan, ama aynı zamanda o suya atlayamadığım için üzüntüden ölecek gibiydim.
Ali Kayası, Maraş’ın bilinmeyen, gizli kalmış güzelliklerinden bir tanesi. Biz Kadak aracılığı ile keşfettik. Vahşi kamp için müsait. Çok keyifli ve farklı zorluk derecelerinde trekking rotaları var ama bir Likya yolu gibi işaretlenmiş değil ya da rehberi bulunmuyor. O nedenle gitmek isterseniz, bir dağcılık klübü ile iletişime geçmenizde fayda var, ya da bana bir şey olmaz deneyimliyim diyorsanız açın google mapten atlayın gidin. Tercih sizin..
dip not : ekip içerisinde fotoğraf paylaşımı çok fazla olduğu için hangisi kimden geldi, hatırlayamıyorum. o nedenle herkese binlerce teşekkürler..
tek kelime ile harika bir yazı ve blog.Daha yeni keşfettim bundan sonra takip etmeye çalışacağım.
çok teşekkürler 🙂
Elinize sağlık hem yazı hem de fotoğraflar süper.